Türkiyemiz 6 Şubat 2023 tarihinde, henüz sabah olmadan saat 04:17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğünde bir depremi yaşadı. Bu depremin yıkıcı etkisi, gece karanlığından günün ilk saatlerine geçerken ortaya çıkarken artçı depremler de devam ediyordu.

Saat 13:24 sırasında deprem bölgesi yine şiddetle sarsıldı. TV ekranlarından gelişmeleri izlerken tanık olduğum bu sarsıntı acaba artçı mı derken yeni bir depremdi. Bunun büyüklüğü de 7,6 idi. Bu depremin merkez üssü de Kahramanmaraş’ın Elbistan İlçesiydi. Göçük altındaki insanları kurtarmaya çalışırken meydana gelen bu ikinci deprem her şeyin alt üst olmasına neden oldu.

Yaşadığımız deprem felaketleri 10 ilde etkili oldu. Kahramanmaraş, Malatya, Adana, Kilis, Hatay, Osmaniye, Elazığ, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa felaketi yaşayan illerimiz. Depremin sarsıntısını yaşayan başka illerimiz de var. Depremin yaşandığı alanın Almanya’nın büyüklüğünde olduğu ifade ediliyor. Güneyde Suriye’de felaketi yaşayan bir ülke.

Bu depremlerin artçılarının da deprem büyüklüğünde olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Maalesef yaşanan bu depremler Türkiye tarihinin en ağır etkiye sahip depremleri olarak ifade ediliyor. Sadece Türkiye açısından değil, dünya deprem tarihi açısından da çok büyük etkiye sahip depremler. Bu depremlerin derinliği yaklaşık 7 km. Bu kadar yıkıcı olmasının sebebi de buna bağlanıyor.

Bu işin uzmanı değiliz. Sadece duygularımla yazıyorum. Tabii ki ülkemizde yaşanan depremlerde, can ve mal kaybının fazla olmasının sebeplerinin başında, binaları yaparken çok da kurallara uymadığımızı söylemeliyiz. En son yaşanan bu felakette 20 yıllık, 25 yıllık, 30 yıllık binalar yıkılırken henüz yeni yapılmış içine girilmemiş binaların da yıkıldığını görüyoruz.

Bu durumda inşaatları yaparken, yapı denetimlerini yaparken sorunlarımız olduğunu gösteriyor. Yani öncelikle kendimize, devletimize, insanlarımıza karşı dürüst olmamız gerekiyor. Binalarımızı yaparken sağlam yapmamız gerekiyor. Denetimleri acımasız yerine getirmeliyiz.

Yaşanan felaketin yaralarını sarma zamanı. Biz büyük bir milletiz. Her doğal afette, felakette olduğu gibi bu depremde de Türk milleti olarak vefakarlığımızı, cefakarlığımızı yine göstermeye devam ediyoruz.

Depremin olduğu saatlerden itibaren deprem bölgesinde yardıma koşan insanlarımız var. Yardımları ulaştırmaya çalışan insanlarımız var.

Ülkemizin hemen hemen her bölgesinden yardımlar toplanıyor. İnsanlarımız gönüllü seferberlik halinde. O bölgelere ulaştırılmaya çalışılıyor. Yurt içinden yurt dışından yardımlar akıyor.

Hava koşulları ulaşımı zorlaştırsa da herkes elinden geleni yapıyor. Sadece daha duyarlı olup yolların tıkanmaması için gereksiz kalabalık yapmayalım. Öncelikli kurtarma ve yardım ekiplerinin hızla ulaşması sağlanmalıdır.

Gün birlik olma zamanı. Gün yardımlaşma zamanı. Karşı görüşlerin, fikirlerin ortaya atılması, konuşulması gereken zaman değil. Bunları afet sonrasına bırakalım. Buna çok büyük oranda da uyuluyor.

Türkiyemiz zor bir dönemden daha geçiyor. Devletimizin güçlü bir şekilde ayakta kalması çok önemli. Yardımcı olmalıyız. Çünkü yaşanan deprem felaketi dünya deprem tarihinin ender görülen depremleri arasında.

Ülke olarak bu işin içerisine çıkmanın yolu, ülke olarak birlik ve beraberlik içerisinde olmaktır.