Emeklilerin maaşlarına yapılan zamlar tartışılmaya devam ediyor. Hem de en düşük emekli maaşına verilen 2500 TL’nin yetersizliği bir yana diğer emeklilerin durumu da iç açıcı değil.
Emekliler zor durumda da memurlar çok mu iyi durumda. Onların durumu emeklilere göre daha rahat olsa bile aldıkları zamlar eridi gitti.
Gündemdeki tartışmalar yapılan maaş artışının yetersiz olduğuyla ilgili. Evet, artış oranı yetersiz kaldı. Hatta zamlı maaşları almadan erimeye başladı. Temmuz maaşlarını aldık ve gelecek aya varmadan fark kayboldu bile diyebiliriz.
Peki yapılan artışlar neden yetersiz?
Enflasyon o kadar yüksek ki ne yapsak yetişemiyoruz. Her şeyin fiyatı yüksek.
Her şeyin fiyatı yüksek olmasına yüksek de gündemdeki tartışmalar arasında fahiş fiyatlar neden yeterince yer bulamıyor?
Geçtiğimiz günlerde bir markette kasiyerin yanındaki çikolataları gösteren bir hanımefendi “aaa fiyatı 50 lira olmuş, 2 gün önce indirimde 17 liraydı” dedi. İndirim de 17 lira, normalde 50 lira. İndirimde zararına mı satıyorlar?
Yakınlarımdan birisi 10 bin lira emekli maaşı alıyordu. En son yapılan artışla 12500 lira maaş alacak. Bu maaş ile şehir merkezlerinde yaşayabilir mi? Kendisi köyde ve geçimini zar zor karşılıyor.
Bizim maaşlarımıza da zam geldi. Maaşa yansıyan miktar 10-12 bin lira. Haziran ayında kira artışımızı %62.5 üzerinden yapıldı. Pazarlık falan derken, 7 bin lira artışta anlaştık.
Elektrik ücretine %38 zam yapıldı. Suya %446 zam geldi. Cep telefonu ücretleri zamlandı. Yakıt ücretlerine yeni ÖTV geldi. Bizim maaş farkı gitti. Market, pazar vesaire ücretlerini daha konuşamadık bile.
Evet, Türkiyemiz ekonomik bir sıkıntı içerisinde. Bu görüyoruz, yaşıyoruz, bitmesi için bizlerde elimizden geleni yapıyoruz. Her daim devletimizin yanındayız. Ancak insaf…
Marketlerde artan ücretlerin takip edilmemesine insaf…
Keyfiyete dair belirlenen pirinç fiyatına insaf.
Yağ fiyatına insaf…
Ev internetlerinde abone iptali gelince 500 lirayı aşan ücreti bir anda 300 liraya düşürülmesine insaf.
Her ay arttırılan kuaför ücretlerine insaf.
Plajlardaki fahiş fiyatlara insaf.
Tatil yerlerindeki aşırı fiyatlara dur demek yerine yurt dışına gidenlere tepki gösterenlere insaf.
Marketlerin bazılarında küçük su fiyatları markalara göre değişmesi gerekiyor. Bazı marketlerde de farklılık zaten var. Ancak bazılarında hepsi aynı fiyat. 3 liralık suyu da 10-15 liraya satmak ta nedir?
Çiftçilerin bayilerden aldıkları tarımsal girdiler kontrol ediliyor mu? Gümrükten girişinden itibaren denetim yapılabiliyor mu? Fiyatlandırma neye göre? Buna da insaf.
Çiftçinin soğanı tarlada kaldı. Kim el atacak? Buğday fiyatı 10 lira olunca siz üretici olsanız eker misiniz?
Tarım Bakanımız marketlere kare kod koyacakmış Biz bir uygulama ile okutacağız. Denetim ne yapılmış göreceğiz. Peki bu bize ne kazandıracak? Fiyatları mı düşürecek? Fiyatların nasıl oluştuğu konusunda denetim var mı ki kare kod çözüm olsun.
Maaşlara zam fısıltısı çıkar çıkmaz her şeye zam. Denetim var mı? İnsaf.
Halkın içerisine girip bunları yerinde tespit edip çözüm üretmesi gerekenlere de insaf. Milletvekilleri (bütün vekilleri kast ediyorum) düğünlere, planlanmış yerlere, özel davetlere giderek verdikleri resimlerle bizlere yardımcı olamıyorlar.
Türkiye üzerinde oynanan oyunları, iç karışıklık planlarını, suni gündemleri, etki ajanlarının yapabileceklerini biliyoruz, anlıyoruz.
Yetkilileri sıkıştırmak için yapılan maaş artışlarının azlığı kadar fahiş fiyatları da konuşalım. Maliyete göre fiyatlandırma önemli.
Ülkemiz ekonomik bir dar boğaz içerisinde. Bu zor günleri devletimizin gücü ve desteği ile aşabiliriz. Bunun için piyasada oluşan fiyatları çok da özgür bırakmayalım. Denetleyelim.