KURAKLIK ARTTIKÇA ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR


Ülkemizde son yıllarda yağış miktarı azaldıkça barajlardaki ve göllerdeki su miktarları da düşüyor. Bazı bölgelerimizde yağış miktarı yeterli gözükse de barajlar tam doluluğa ulaşamadı. Örneğin İstanbul’da son yağışlar olmasa su krizi erken yaşanacaktı.

Yeterli yağmur ve kar yağışının olmaması yeraltı su kaynaklarını da olumsuz etkilemiş durumda. İç Anadolu Bölgesi başta olmak üzere farklı bölgelerde obruklar oluşmaya başladı. Oluşan obruklara bakılınca suyun ne kadar azaldığını görebiliyoruz.

Haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla en son Afyon’da oluşan obrukların 10’u bulduğu ifade ediliyor. Peki obruklar neden oluşuyor?

Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ceyhun Göl, obrukların temel nedenini şu şekilde açıklıyor:

“Son dönemde obruk artışının temel nedeni, aslında insani nedenlerdir. Bunları birkaç başlık altında toplayabiliriz ama en önemlisi yer altı suyunun kullanılmasıdır. Çünkü tarımsal faaliyetler için yer altından derin su seviyelerinden suyu çektiğinizde, orada jeolojik bir boşluk meydana geliyor. Bu boşluk daha sonra çökerek obruklar oluşuyor.”

Yağış miktarı az Kış ve İlkbahar mevsimlerinden çıktık. Yaz mevsiminin başındayız. Sıcaklıklar bastırmaya başladı. Ve hala yağış yok denecek kadar az. Bu durumda kuraklığın etkilerini azaltmak, yeraltı su kaynaklarına sahip çıkmak için acil önlemler alınması gerekiyor.

Yeterli yağmur ve kar yağışı olmadığı için açık tarla koşullarındaki tarım ürünlerinde rekolte düşmesi illaki gerçekleşecektir. Birkaç gün önce Burdur’un Çavdır İlçesi’ne bağlı Söğüt Kasabası’ndan gelen üreticilerle konuşma fırsatım oldu. Bazı tarlalarda ekinlerin bir karış boyda kaldığını, uzamadığını söylediler. Sadece buğday, arpa vb. ürünlerde değil, saman ve benzeri hayvan yemleri de olumsuz etkilenecek.

Kuraklık ve sulama ilişkisinin bir başka boyutu ise yeraltı su kaynaklarının durumudur. Meyve bahçeleri ve son yıllarda hızla yaygınlaşan yayla seracılığında sulama ihtiyacı çok elzem durumda. Yeterli sulama yapılamadığı sürece verim ve kalite düşecektir.

Üreticilerimiz seralarını ve bahçelerini haklı olarak sulamak isteyecekler. Baraj ve göllerdeki su seviyeleri yetersiz durumda.

Bazı üretim alanlarında ise yeraltı suları daha fazla kullanılıyor. Ancak asıl sorun bundan sonra yapılacak sulama suyu sondajlarıdır. Yüzey suları yetersiz oldukça ve tabanda su bittikçe sondajlar daha derine inecektir.

Sulama sondajlarının birçoğunun da izinsiz yapıldığını üzülerek belirtmek istiyorum. Daha önce bu konuyu gündeme getirmiştim. Yayla seracılığı ve yeni meyve bahçesi tesisi yapılan yerlerde sondajlar hızla artıyor.

Su olmadan tarımsal üretim olmaz. Tarımsal üretime devam etmek zorundayız. Ürünlerimizi de sulamak zorundayız. Ben aşağıdaki nedenler için konuyu gündeme taşımak istiyorum:

-İzinsiz sondajlamaların önüne geçilmeli. Buna başvuranlar kendilerine göre bu işi yapıyorlar.

-Gereksiz şekilde derine sondajlama yapılmamalı.

-Var olan su kuyularının ortak kullanımı sağlanmalı. Özellikle su debisi yüksek olanların ortak kullanılması teşvik edilmelidir. Bu konuda gerekirse hukuki düzenlemeler yapılmalı.

-Sulama suyu sondajları için gerekli görülen uzaklıklar ve derinlikler yeniden düzenlenmeli.

Meteoroloji uzmanları Yaz mevsiminin kurak geçeceğini öngörüyorlar. Hatta kuraklığın güz aylarına uzayacağı da belirtiliyor. Bahsetmeye çalıştığım nedenler ve bunların çok daha ötesindeki nedenlerle sulama ve içme suyu konusunda acil planlamalar yapılmalıdır. Hem de geç olmadan.

Tarım sektörü için çalan alarm zillerini görmeli ve duymalıyız.

Loading

Previous Balonların Deniz Keyfimizi Bozmasına İzin Vermeyelim
Next ÖĞRENCİLER YENİDEN TOPRAKLA BULUŞTU