SEBZE İHRACATINDA FIRSAT YILI OLABİLİR Mİ?


Tarımsal üretimde girdi fiyatlarındaki artış dikkat çekmeye devam ediyor. Özellikle gübre fiyatlarındaki artış üreticilere zorluklar yaşatıyor. Buna eklenen zirai mücadele ilaçların fiyatları üretimi daha da zorlaştırıyor.

Tarımsal girdilerdeki artışlar sadece bu iki kalem ile de sınırlı değil. Tohum fiyatları da artıyor, sebze fidelerinin fiyatları da artıyor.

Sera ve diğer örtüaltı üretim alanlarındaki plastik örtülerin fiyatları da zirvede.

İşçi ücretleri, arazi işleme fiyatları ve benzerleri arkası arkasına sıralanabilecek girdiler hızla yükselmiş durumda.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik sorunlar yaşanıyor. Evet, birçok ülkeye göre ekonomik dar boğaz bizi daha derinden etkiliyor.

Artan girdi fiyatlarına karşın devlet yetkililerimizde önlemler almaya, destekler sağlamaya çalışıyor. Ayrıca Kovid sonrasında tarım ve tarımsal ürünlerin önemi giderek artıyor. Bunu anlamak için aslında Kovid sürecinin yaşanmasına gerek yoktu. Nafile, böyle oldu.

Üstüne üstlük bir de Rusya-Ukrayna savaşı ortaya çıktı. Bu savaş yanı başımızda cereyan ediyor. Üçüncü Dünya Savaşının tam tamları çalınırken, başka ülkeler arasındaki gerginlikler de dikkat çekiyor.

Bazı stratejistlerin, analistlerin de dediği gibi kriz dönemlerinde fırsatlar da ortaya çıkabilir. Yakalanabilen ya da öncede görülebilen fırsatlar faydaya çevrilebilir.

Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ABD’nin talepleri doğrultusunda bütün batı ve bunların yanında saf tutan ülkeler Rusya’ya yaptırım yarışına girdiler. Bu yaptırımlar neticesinde Rusya’da Avrupa ülkelerine giden doğalgazı akışını durdurdu.

Sadece doğalgaz ile yetinmedi ve petrolü de vermiyorum dedi. Bununla da kalmıyor enerji üretiminde kullanılabilecek her türlü ürünü vermiyorum diyor.

Enerji krizi ile kışı geçirecek Avrupa’nın bazı ürünlere bağlı tarımsal üretiminde azalmalar ile karşı karşıya kalabilirler. Bu durumda ithalat yoluna gidebilirler.

Özellikle yaş meyve sebze ithalatı bizi yakından ilgilendirebilir. Böyle talepleri ülke olarak karşılayabilecek miyiz?

Ülkemizin hızla üretip ihracat ile döviz kazanması gerekiyor.

Malum, enerji artışı, hammadde ve dövizden dolayı tarımsal girdilerdeki artış Türkiye’deki üretimi de sıkıntıya sokuyor. Ancak en azından bulabiliyoruz. Üretebiliriz.

Tarım ürünlerinin ihracatı için bazı fırsatlar kapımızda olabilir. Bunu değerlendirebilmeliyiz. Ancak biliyoruz ki ihracatın artması ile iç piyasadaki meyve-sebze fiyatlarında da artışlar olacak.

Devletimizin bu konuda önlemler alması gerekiyor. İhracatı arttırıp, fiyat artışını kontrol edip mağduriyetlerin önüne geçmesi gerekiyor.

Bunun için kamu kurumlarının kontrolünde bulunan tarımsal üretimler değerlendirilebilir.

Boş alanlar üretime açılabilir.

İhracat ile yurt içi tüketime gidecek ürünlerin planlamasına gidilebilir.

Örneğin İspanya’da üretim sıkıntısı olursa veya diğer Avrupa ülkelerinde azalmalar yaşanırsa, öncelikle Fas gibi ülkelerde ürettirip alabiliyorlar. Böyle durumlar da gözden kaçırılmamalıdır.

Velhasıl kapımızı çalacak ihracat fırsatını kaçırmayalım. Üretemeyenler almak zorundalar.

Yazının sonunda tekrar ifade etmek istiyorum. Yurt içi fiyatlandırmalarda suistimallerin önüne geçilmelidir. Bunun için DENETİM sıkılaştırılmalıdır.

Loading

Previous PARKLARI KİMLER İÇİN YAPIYORUZ?
Next YLSY Programı Amacına Uygun mu Sürdürülüyor?