Tarım sektörünün önemli sorunlarından birisi de mahkeme koridorlarına düşen üreticilerin çaresizliğidir. Kimseler fark etmez, edemez, belki de etmek istemezler.
Her türlü mağduriyet karşısında hepimizin hak arama mecrası mahkemelerdir. Yıllarca süren bu mücadele çoğunlukla gına getirtmektedir. Herhangi bir sorun ortaya çıktığında “şikayet et” demesi kolay olanı. “Şikayet et de gör”, kısmı ise gerçeklikle yüzleşmektir.
Yetkililere buradan seslenelim. Değişik mahkemelere konu olan tarımsal davaların konularını lütfen inceleyin. İçinden çıkılmaz hal alan konular var. Bir tarafta üretici, diğer tarafta büyük firmalar. Sizce mücadelesini kim yorulmadan götürebilir?
Mahkemelerde sıklıkla görülen dava konularının arasında tohumlar, fideler, alacak verecek davaları, tarım ilaçları ve benzerleri var. Seracılık faaliyetlerinin yoğun yapıldığı bölgelerde mahkeme dosyalarını inceleyiniz.
Şikayetin başladığı tarihle bittiği tarih arasında uzun yıllar geçebiliyor. Bir çiftçinin çocuğu ilkokula başlıyor ve bitiriyor, dava devam ediyor. Mağduriyetin katlanmasını düşünmeliyiz.
Bir örnek üzerinden gidelim. Diyelim ki bir üretici domates yetiştirmek istiyor. Fidesini sipariş veriyor. Zamanı gelince sera alanına dikiyor. Bir de bakıyorlar bitkilerde bazı sorunlar var. Neler mi olabilir?
-Aşı uyuşmazlığı
-Talep edilen anacın olmaması
-İstenilen çeşitten farklı bir çeşit olması
-Bitkilerde virüs hastalığı görünmesi
-Bitkilerde bakteriyel bir etmenin olması
-İletim demeti hastalıklarının olması ve benzerleri…
Bu durumda üretici önce ne yapmalı?
Tohum ya da fide firmasına başvurarak kendi aralarında sorunun çözülmesi aslında en ideali. Yoksa mahkemede hak arama işi uzun vadeye yaylıyor. Eğer anlaşırlarsa, mağduriyetler kısa sürebiliyor. Bu yolu tercih edenler var.
Sorun bizde değil cevabı ile ya anlaşamazlarsa! Bu durumda tarafların hak arama yeri mahkemeler. Önce şikayet, sonra ne kadar kısa sürede yapılabilirse akabinde arazi keşif geliyor. Keşif aşaması çok önemli. Yani arazideki sorunun tam olarak ortaya konabilmesi çok önemli. Eksik keşif, telafisi olmayan hatalara sebep olabiliyor.
Bu durumda bilirkişilik eğitimi verenlere duyuralım. Tarım alanında mutlaka bir tarımcının da eğitimde bulunmasına özen göstermelisiniz. Keşfe giden hakimlerimizin de bu konuda yeterli olması gerektiğini de belirtmek isterim.
Tabi bu arada bitkilerin bir kısmında sorun var ise çiftçiler kalan bitkilerle devam etmek istiyor. Eğer sökülecek boyutta sorun var ise bitkiler uzaklaştırılıyor. Keşif sonrası hazırlanacak rapor üzerinden avukatların savunmaları boy göstermeye başlıyor. İtirazlar, yeni bilirkişi raporları, onlara itirazlar, eksik belgeler, süreç devam edecek te edecek…
Keşfin durumuna göre bitkilerde hastalık belirtileri olursa baştan analiz yaptırılabilirse sonuca yaklaşıldığı düşünülebilir. Bu önemli de bir adım. Zaten bu aşama kaçırıldı ve bitkiler söküldü ise dosyanın ilerleyen aşamalarında hiçbir şey yapılamıyor.
Eğer bitkilerde bir hastalık etmeni tespit edilirse, çiftçinin işi kolaylaşacak derken çıkmaza da girebilir. Fideci ya da tohumcunun elinde bitki pasaportu var ise bu tarafın işi daha kolay gibi. Bitki pasaportu var ise materyal temiz olmuş oluyor.
Üretici derseniz, ben hata yapmadım diyor. Bilirkişi bitki materyalindeki zararlı etmeni çiftçi kaynaklı değil derse, vay efendim sen nasıl böyle yaparsın diye avukatlar arasında itiraz belgeleri yarışıyor.
Ya üretim topraksız ortamda ise ne olacak? Üretim alanı, üretim ortamı dahil birçok alanın sterilizasyonu yapılmış demektir. Bu durumda ne olacak? Hatalı taraf kim?
Peki bitki pasaportu olsa bile tohum ya da fide hastalık etmeni ile bulaşık olamaz mı? Bunun yolu her daim analizlerin aksatılmadan yapılmasıdır.
-Örneğin, ithal edilen tohumlar gümrükten içeriye alınmadan önce analiz edilmelidir.
-Tohumlar yurt içine girse bile örneklerinin alınıp bitkilerinin yetiştirilip analiz edilmesi gerekir.
-Fidelikler belirli aralıklarla habersiz denetlenmelidir.
Bu konularda hatalı kesim üreticiler de olabilir. Üreticilerin hata yapıp yapmadığının tespiti de yine denetlemelerden geçecektir. Sürecin diğer kesimlerinden emin olursak, çiftçilerin durumu net şekilde ortaya çıkabilecektir.
Uzatmaya gerek yok. Mahkemelere konu olan tarımla ilgili bazı sorunlar var. Bu sorunların çözümü yıllarca sürebiliyor. Sorunların hızlı çözüme kavuşması adına bazı aşamaların denetiminin iyi yapılması gerekiyor.