Tarımda Alarm Zillerinin Sesi Yükselmeye Devam ediyor


Ülkemizin farklı bölgelerinden üreticilerin sesleri yükselmeye devam ediyor. Nedeni çiftçilerin zarar etmesi. Balıkesir çiftçisi, bandırma çiftçisi eylem yapıyor.

Bir ürüne bağlı bir serzeniş değil. Kavun üreticisi de karpuz üreticisi de domates üreticisi de halinden memnun değil. Geçtiğimiz günlerde Manisa’da üreticiler kavunlarını bedava dağıttılar.

Üretici tarladan çıkış fiyatlarından memnun değil. Bu haliyle memnun olmaları da mümkün değil.

Bu hafta pazartesi halk pazarındaki domatesin fiyatı tüketiciler tarafından alınabilir durumda idi. Yani ankon domates 10-12 liradan, sofralık domates 30-35 liradan satılıyordu. Çiftçileri ilgilendiren ise tarlasındaki fiyat.

Yayla bölgelerinde bin bir umutla üretilen domatesleri çiftçiler 10-15 liraya satıyor. Niye memnun değiller? Çünkü maliyetleri yüksek.

Tüketici ucuzladı diyor seviniyor, çiftçi ucuzladı diye üzülüyor.

Burada maliyet hesaplayacak değilim. Daha önce bazı yazılarımda maliyet hesabı da yapmıştım. Sera alanlarında neredeyse herkes aşılı domates kullanıyor. Fide maliyeti ortada. Bir kişinin yevmiyesi 1000-1200 lira civarında.

Fide fiyatından başlayarak hesap edersek, kaç liraya maliyet olduğu ortaya çıkacaktır. Çiftçi domatesini 10 liradan satacak olursa bu ancak kg başına maliyet demektir.

Türk çiftçisinin sorunu yıllardan beri yazılıyor. Tarımımızın sorunları bilinmiyor değil.

Tüketici alamıyorsa alım gücünün düşük olması. Tüketicinin alım gücü artarsa fiyatlar sürekli yükselmeli mi? Buna izin mi verilecek?

Burada sektörün nerede ve ne durumda olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu biliyor muyuz? Bence evet.

Neden sorunları azaltamıyoruz? İşte bunu iyi irdelememiz gerekiyor.

Pazar sorunumuz var diyoruz, çözemiyoruz.

Maliyet yüksek diyoruz, aynen yola devam ediyor, sorun yokmuş gibi davranıyoruz.

Üreticilerin yaş ortalaması artıyor, yani gençler köyden kaçıyor diyoruz, umurumuzda olmuyor.

Üretim planlaması yok diyoruz, yapamıyoruz. Tarım Bakanlığımızın elinde teknik personel mi eksik de bir tülü sayım ve planlamayı yapamıyoruz? Yoksa personellerimizi iyi bir şekilde değerlendiremiyor muyuz?

Önümüzdeki yıllarda kuraklık etkisiyle sorunlar artarak gelecek. Bazı bölgelerde yeraltı suları bitiyor. Burdur Gölü’nde su kalmadı. Elmalı Ovası’nda su bitiyor. Ayçiçek üreticisi kuraklık nedeniyle zararda.

Ülkemiz için elzem olmayan ürünlerde teşvikler devam ediyor. Narenciye bahçeleri sökülüyor.

Bu yılki buğday fiyatlarından memnun olmayan çiftçi gelecek yıl üretmek ister mi?

Tarım sektörünü kendi haline ya da kısa süreli amaca bağlı müdahalelerle baş başa bırakamayız.

Bunun için hep birlikte çalışmalıyız.

Loading

Previous 2024-2025 Eğitim Yılı İçin Ders Zili Çalıyor
Next Tarımsal Girdilerdeki Artış Kimsenin Dikkatini Çekmeyecek