TARIMDA İTHALAT PROBLEMİNE ÇÖZÜM BULUNMALI


Son yıllarda tarım ürünleri ithalatındaki artışlar dikkat çekmeye başladı. Birçok kalemde yapılan ithalatın boyutları artarak devam ediyor, devam edecek gibi de duruyor. Özellikle buğday konusu dikkatlerden kaçmıyor. Buğday ithalatında 7.6 milyon tonla rekor kırılmış durumda. Halbuki ihtiyacımızdan fazla üreten, üretme kapasitesine sahip bir ülkeyiz. Fazlasını üretip ihracat yapabilir miyiz diye düşünmek bile zorlaşıyor.

Üretim miktarımız 4-5 yıl öncesinin seviyelerine gerilemiş durumda. Kısa birkaç rakamla durumu özetlemek gerekirse, Türkiye İstatistik Kurumu’na göre 2014 yılında 19 milyon ton üretilirken 2019 yılında da 19 milyon ton ürettiğimiz söyleniyor. Bu düzeye de birden bire gelmiş değiliz. Yıldan yıla azalmalar devam ediyor. 2015 yılında 22.6 milyon ton, 2016’da 20.6 milyon ton, 2017’de 21.5 milyon ton ve 2018’da 20 milyon ton derken bu yıl 2014 üretim rakamlarına geriledik.

İthalatın sebepleri benzer üretim rakamları ile diğer bazı ürünlerde de ortaya konabilir. İthalat kalemlerinin artması yetkililerimizce illaki değerlendiriliyordur ve çözüm önerileri aranıyordur. Stratejik bazı tarım ürünleriyle ilgili ürün takip masalarının hazırladığı raporlarda ithalata yol açan sebeplerin ortaya konması bunu gösteriyor. Bu ürün takipleri Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin talimatıyla yapılıyor.

Örneğin Buğday Raporuna göre üretim alanları ve üretim miktarındaki azalma “Buğday ekim alanlarında yaşanan azalma en yüksek seviye çıkarak toplam buğday ekiliş alanları 70 milyon dekarın altına gerilemiştir. Geçen sezon kuraklığa bağlı yaşanan üretim azalması, fiyatların düşük seyretmesi, girdi fiyatlarının aşırı yükselmesi, bu sezon için buğday üreticisinin alternatif ürünlere yönelmesine sebep olmuştur. Ayrıca yine yüksek mazot, gübre ve ilaç fiyatları yüzünden çiftçi ürününe yeterli özeni gösterememiş, tohum yatağını düzgün hazırlayamamış, daha düşük miktarda gübre kullanıp, yeterli ilaçlama yapamamıştır. İklimsel olarak şartların normal gitmesine ve bölge ülkelerindeki üretim artışına rağmen ülkemiz üretiminde alan azalmasından ve ürüne yetersiz bakımdan kaynaklı üretim azalması yaşanmıştır.” şeklinde açıklanıyor.

Aslında ithalata yönelmenin sebepleri görünen kısmı üzerinden belirlenmiş durumda. Başka faktörler de etkili ise bunlar da ortaya konulmalı ve hepsine birden çözüm bulunmalıdır.

Buğday, pamuk, mısır gibi ürünlerin stratejik yönleri hep gündeme taşınıyor. Çok kez söylenip, yazılıp, raporlara geçirilmesine rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı da ortada. Üreticilerin bu ürünlerden vazgeçip, farklı alternatiflere plansız şekilde yönelmeleri sadece izleniyor desek hata etmiş olmayız.

Buğday üreticileri daha fazla kazanabilmek için kendilerince çok kazandıran meyveciliği, seracılığı ve benzeri alternatifleri tercih ediyorlar. Nar üretimi gibi bazı alanlar kısa sürede risklerini gösteriyorlar. Çok fazla örnekleme yapılabilir ve aslında bunlar da biliniyor. Plansızlık ise her sorunun başında geliyor.

Tarım sektörünün içinde bulunduğu kontrolsüz savrulmaya dur demeden bu sorunların çözümü de zor görünüyor. Bu savrulmalar kontrolsüz şekilde çiftçi sayısının azalmasına neden oluyor. Azalmayla beraber çiftçilerde yaş ortalaması da artıyor. Tarımdan kaçışa dur demek gerekir.

Destekleme stratejisi gözden geçirilmelidir. Üretim planlaması ile stratejik ürünlerin ithalatından ziyade üretimi teşvik edilmelidir. Eğer tarım ürünlerindeki ithalata dur diyemezsek, kendi çiftçilerimizi koruyamaz isek büyük sıkıntılar bizleri bekliyor. İthal ederek beslenmek risklidir. Bunu bile bile yaşayarak tatbik etmek akıllıca bir yaklaşım değildir.

Kaynak: https://www.tarimdunyasi.net/

Loading

Previous İNCİRİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Next BAİB GÜNLERİ ve TEK KUŞAK TEK YOL PROJESİ