3.TARIM ŞURASI TÜRK TARIMINA HAYAT VERMELİDİR


Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kısa, orta ve uzun dönem stratejilerinin belirlenmesine katkı sağlamak amacıyla planlanan 3.Tarım Şurası için İl Müdürlükleri tarafından değerlendirme toplantıları, çalıştaylar yapılıyor. Hazırlanan web sitesi üzerinden her türlü görüş ve öneriler toplanıyor. Antalya’da Expo2016 Kongre Merkezi’nde yapılan toplantının örtüaltı üretimi grubuna ben de katıldım. Katılanların görüşlerinden aldığım notlar ile görüş ve önerilerimi de yazılı olarak ilettim.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletilmek üzere bu toplantıdan aldığım notlar ile görüş ve önerilerimi aynı şekilde maddeler halinde aşağıda veriyorum.

1. Tarım sektörü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeni yapılanması sırasında oluşturulacağı söylenen Semerkand A.Ş. ve bunun bünyesinde kurulacak Sera A.Ş. için belirsizlikler bulunduğundan tedirginlik taşıyor. Bu sistemin gündeme gelmesiyle tarım sektörü ne yana evirilecek belli değil. Bana göre sektörün tamamı sistem yerine oturana kadar olumsuz etkilenir. Türkiye’nin ise zaman kaybına tahammülü yok. Mevcut hali ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın birleştirilmesi bile henüz yerleşmedi. Ayrıca devletimiz Sera A.Ş.diye yeni bir KİT kurmamalıdır, ihtiyacı da yoktur.

2. Rusya ve çevre ülkelerde son yıllarda seracılık yatırımları artmış durumda. Bu artış nedeniyle gelecekte Türkiye’de seracılık faaliyetleri risk taşıyor. Yeni alanlar yerine kaliteli üretim ve pazarlamada yeni açılımlara ihtiyacımız vardır.

3. Seracılık yatırımları yeniden gözden geçirilmelidir. Modern sera alanları kurulmalı ancak modernlikten sadece topraksız tarım anlaşılmamalıdır. Kurulacak seralar projeli olmalı, mevzuatta değişiklikler yapılmalı, 3194 Sayılı Kanunun 27.maddesinde bulunan mimar projeyi çizer ifadesi değiştirilmelidir. Herkes seracılıktan anlayamaz.

4. Üretici birlikleri işlevsel hale gelmeli, bu konudaki mevzuat revize edilmelidir. Birlikler ticaret yapabilmelidir. Birliklerin faaliyete girmesiyle girdiler ucuzlar ve tüketiciler ucuz sebze tüketebilirler. Üretici birliklerinde gerçek üreticiler mutlaka olmalıdır.

5. Üretim planlaması ile pazarlanması uygun halde olmalıdır. Düzenlemeler buna göre yapılmalıdır.

6. Üretim planlamasında doğru veri (istatistiksel rakam) üzerinden gidilmeli, alandan toplanan bilgilere göre planlama yapılmalıdır. Her üründen ne kadar ürettiğimiz, ne kadar tükettiğimiz ve ne kadar ihracat yaptığımız ortaya konulmalıdır.

Üretim planlamasında seralara bir kimlik numarası verilmeli, toptancı halleri de bu numaralara göre mal almalıdır. Bu şekilde ne kadar üretim yapıldığı belli olur. Yine fide firmalarının beyanlarının doğruluğu denetlenmelidir. Fide firmaları bilgileri paylaşırsa planlama daha doğru yapılabilir.

7. Fide firmalarında adına doğru çeşit ve anaç üretimi denetlenmelidir. Ayrıca aşılı fide üretimi yapan tesislerde bakteri vb. hastalıklarla karşılaşılabiliyor. Bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır.

8. Yayla bölgelerinde yeni sera alanlarına artık izin verilirken dikkatli olunmalıdır. Yayla seracılığı faaliyetlerinin yeraltı su kaynaklarını kirletme durumu asla göz ardı edilmemelidir.

9. Yayla bölgelerinde sera alanlarının hızla artması usulsüz sondajlara sebebiyet verirken, usulsüz sondajlarla da yeraltı suları daha derinlere kaçırılıyor. Su kaynakları açısından bu durum son derece önemlidir.

10. Örtüaltı üretim alanlarında kırsaldan kentlere göç nedeniyle yaş ortalaması artmaktadır. Yani tarımdan çekilme vardır. Tarımdan kaçmak yerine üretime girilmelidir.

11. Örtaültı üretim alanları küçük işletmelerden oluşuyor. Eski sera alanları kredilerle modernize edilerek işletme büyüklükleri arttırılmalıdır.

12. Tarımsal üretim farklı Bakanlıklar tarafından kontrol ediliyor. Örneğin üretimin bir kısmı Ticaret Bakanlığı’nın faaliyet alanına girerken, bir kısmı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yönlendiriliyor. Sadece Tarım bakanlığı tarafından kontrol edilmelidir. Ancak Tarım Bakanlığı’nın işlerin yürümesinde yavaş kalması gündeme geliyor ki bu sorun da çözülmelidir.

13. Jeotermal su kaynaklarının olduğu yerlerde sera kurulumuna hız verilmiş durumda. Sıcak su kaynakları önemli avantajlar sağlıyor. Fakat bu alanlar rakımı yüksek yerlerde olduğundan temiz yeraltı su kaynakları ve çevresel etkiler mutlaka düşünülmeli, buna göre önlemler getirilmelidir.

14. Sosyal Güvenlik Sistemi tarım çalışanları açısından yeniden ele alınmalıdır.

15. Yeni seralar için az gelir getirdiği düşünülen üretim alanları sökülmektedir. Portakal, elma, armut gibi meyve türleri, nohut, buğday, arpa gibi tarla ürünlerinden vazgeçilmektedir. Her tarım ürünü ülkemiz için stratejiktir. Bu konuda önlemler geliştirilmelidir.

16. Devlet sera yatırımcısı değil iyi bir denetleyici, düzenleyici ve yönlendirici olmalıdır.

Yapılan değerlendirme toplantılarının 3.Tarım Şurası’na katkı sağlamasını,Şura’nın da Türkiyemiz için hayırlı olmasını dilerim.

Loading

Previous Türk Dünyasına Görevlendirilenler Bu Amaca Uygun Olmalıdır
Next ÇOCUKLARIMIZ TARİHİMİZE YAKINDAN TANIKLIK ETSİNLER